Salgın nedeniyle mart ayında okulların kapanmasıyla, öğrenciler için uzaktan eğitim süreci de başlamış oldu. 2020-2021 eğitim öğretim yılı için de 31 Ağustos itibariyle uzaktan eğitim, canlı dersler ile başlayacak. Yüz yüze eğitimin 21 Eylül’de kademeli ve seyreltilmiş olarak başlanması planlanmakta. Öncelik 1. Sınıflar ve sınava girecek olan 8 ve 12. sınıflara öncelik verilmesi düşünülmekte olsa da bu konuda henüz kesinleşen bir karar ve açıklama yok.
Uzaktan eğitim, kesinlikle yüzü yüze eğitimim bir alternatifi olmayıp, imkanlar dahilinde eğitim-öğretimde kaybı en aza indirmek için yapılan destekleyici eğitimdir. Uzaktan eğitim sürecinde daha iyi anlaşıldı ki, okulların misyonu öğrencilere sadece dersleri öğretmek, bilgi vermek değildir. Okullar öğrencilerin duygusal, fiziksel, sosyal gelişimlerine katkı sağlayan, çocukların zamanını geçirebileceği en güvenli ve en zararsız ortamlardır.
Okulların kapanması ile evde kalan öğrencilerde, sadece akademik olarak değil; hareketsiz kalma, teknoloji kullanımın artması, ders çalışma motivasyonlarının düşmesi, arkadaşlarından uzak kalmaları gibi başka sorunlar da ortaya çıkmıştır. Tabi ki bu sorunlar ciddi olsa da, sağlıkları çok daha önemli olduğu için uzaktan eğitim mecburiyetten doğmuştur. Uzaktan eğittim sürecinde velilere daha fazla görev ve sorumluluk düşmektedir. Veliler, çocuklarının akademik, duygusal, sağlık ve sosyal olarak, daha az olumsuz etkilenmesi için bazı konulara dikkat etmeleri gerekmektedir. Kısaca bunlara değinmek istiyorum.
Günlük Ders Çalışmasını Sağlayın!
Uzaktan eğitim öğrencilerin esasında bireysel çalışmasına dayanır. Öğrencilerin daha önce öğrendiklerini unutmamaları ve ders çalışma alışkanlıklarını kaybetmemeleri için her gün sınıf seviyelerine uygun olarak belirli bir süre ders çalışmaları önemlidir. Bu çalışmanın çalışma planı dahilinde olması daha iyi olacaktır. Sınava girecek öğrenciler ise plan doğrultusunda düzenli çalışmaları ise gerekliliktir.
Canlı Derslere Katılımını Sağlayın!
31 Ağustos tarihinden itibaren EBA veya zoom gibi uygulamalar aracılığı ile öğrencilerin kendi öğretmenleri tarafından verilecek olan canlı dersler başlayacaktır. Aynı evde birden fazla öğrenci olması, internet erişimi ve çalışan ebeveynlerde bu canlı derslere katılımda bazı problemler yaşanacak olsa da, imkanlar dahilinde çocuklarınızın canlı derslere katılmaları faydalı olacaktır.
Teknolojiye Sınır Koyun!
Okula gitmeyen, arkadaşlarından uzak kalan öğrencilerin evde çok daha fazla boş zamanlarının olması, zamanlarını geçirecekleri alternatiflerin az olması nedeniyle uzaktan eğitim sürecinde teknoloji kullanımı artmış durumda. Okul zamanına göre teknoloji kullanım süresinin artması normal bir durum ancak bu sürenin çok fazla artması çocuklarımız için başka yeni sorunlar doğurmaktadır. Teknolojinin uzun süre kullanılması, bağımlılık, dikkat, odaklanma ve sağlık sorunlarına yol açabilmektedir. Ayrıca teknoloji kullanımı artıkça öğrencilerin motivasyonları ve ders çalışma süreleri azalmaktadır. Bu konuda çocuklarınız ile teknoloji kullanımı konusunda bir anlaşma yaparak, sınır koyun.
Öğretmenler ile İletişim Halinde Olun!
Çocuğunuzun öğretmenleri ile irtibatı kesmeyin ve iletişim halinde olun. Çocuğunuzun ders çalışma süresi, motivasyonu ve teknoloji kullanımı süresi gibi konularda öğretmenleri ile iletişim halinde olmanız işinizi kolaylaştıracaktır. Ayrıca çocuğunuzun öğretmenleri ile iletişim halinde olması, okullar açıldığında uyumunu da kolaylaştıracaktır.
Arkadaşları ile İrtibatı Kesmesin!
Çocukların sosyal gelişimlerinde arkadaşları önemli bir paya sahiptir. Bu nedenle çocuğunuzun arkadaşları ile gerek telefonda gerekse önlemler alınarak yüzü yüze görüşmeleri önemlidir. Ayrıca okuldan ve arkadaşlarından uzak kalan çocukların teknoloji kullanımı da daha da artmaktadır.
Motivasyonunu Sağlayın!
Yüz yüze eğitimde, öğretmenlerin takibi, yazılı sınavlar, deneme sınavları ve ödevler ile öğrencilerin motivasyonunu sağlamak çok daha kolayken, uzaktan eğitim sürecinde motivasyonu sağlamak zorlaşmaktadır. Öğretmen, sınav, okul yokken öğrenciyi motive etmek daha çok veliye kalmaktadır. Bu da veliler için hiç kolay bir süreç değildir. Velilerin çocuklarının motivasyonunu sağlama konusunda öğretmenleri ve özellikle okul rehber öğretmenlerinden yardım almaları faydalı olabilir.
Kitap Okumasını Teşvik Edin!
Kitap okumanın, beyin gelişimi üzerinde çok olumlu etkileri vardır. Kitap okuma çocukların akademik başarılarının yanı sıra duygusal gelişimlerine de katkı sağlamaktadır. Uzaktan eğitim sürecinde çocukların kitap okumaya daha fazla zaman ayırmaları gerekmektedir. Kitap okuma çocuklar için bir tercih olarak görülmemelidir. Kitap okumanın, gelişimleri için bir ihtiyaç olduğu ve gerekliliği çocuklara küçük yaşlardan itibaren anlatılmalı ve bu konuda çaba gösterilmelidir. Çocukların, kitap okumadan okumayı sevmesini beklemek boşunadır. Kitap okumaya zaman ayırmaları, kitaplarla içli dışlı olmaları ve kendi kütüphanelerine sahip olmalarına imkân verilmesi durumunda okumayı sevme olasılıkları da artacaktır.